Pages

15 Temmuz 2011 Cuma

gece terörü

Kızımın gece uykuları hastalık, diş vb. durum olmadıkça düzenlidir. Geceleri sık sık uyanmaz. Uyanırsa da mamasını içer geri uyur. Fakat birkaç gündür kendini hafifçe belli eden ağlamalar dün gece resmen çocuklardaki gece terörüne döndü.

Gece 3.30 da bir ağlamayla uyandım. Su vermek için odasına doğru gittiğimde ağlamaların derecesi azalacağına iyice artmaya başladı. Kendini kasıp beşikte nerdeyse takla atar pozisyonlara girmiş yatakta debeleniyordu. Kucağıma alıp pışş pışşlamaya başladım ama nafile. Sesler giderek yükseliyor. Bu arada eşim olanı biteni anlamak için odaya girdi ama  kızım onu gördükçe deli gibi kaçmak istiyordu daha çok ağlıyordu. Önce ne olduğunu anlamadık fakat daha sonra aklıma bunun çocuklarda görülen gece terörü olduğu geldi.  Kızımın da belirtileri onu gösterince kendisini yeterince sarsmadan ağlama krizinden çıkmasını bekledik. Gerçekten de deli gibi ağlamalarla dolu 30 dk. nın sonunda bizim küçük terörist uykuya daldı.

Bu 30 dk yı gözleri açık avazı çıktığı kadar ağlayarak geçirdi. Eşime onun şu an uyuduğunu söylesem de nasıl uyuyor, bu bal gibi uyanık diye beni tersledi :)) Gerçekten de olayın ne olduğunu bilmesek uyanık olduğuna garanti getirebilirdik.

Gündüzleri yeterince uykusunu alamayan, korku ya da endişe taşıyan çocuklarda gece terörü daha sık görülürmüş. Bizim hanım zaten gündüz uykusunu sevmeyen bir birey. Gün içerisindeki aşırı uyarılmaları bize sanırım ağlama krizleri eşliğinde geri gelecek. Bu krizlerin tek iyi yanı bebeğin bunları hatırlamıyor oluşu.

--------------------------------------------------------------------------------------------------

Uyku Terörü ya da Gece Terörü olarak adlandırılan durum çocuklarda özellikle 3-4 yaşlarında sık olarak görülür. Genellikle uykuya daldıktan bir süre sonra oluşan şiddetli ve 45 dakikaya kadar panik nöbeti halindedir. Çocuk çığlıklar atarak uykusundan uyanır, yatağında oturur veya ayağa kalkar. Korku içindedir, şaşkındır, üstündekileri çıkarmak, yastıkları fırlatıp atmak gibi amaçsız hareketler yapar. Bağırır, ağlar anlamsız sesler çıkarır veya konuşur. Kaçma gibi korkulu davranışlar gözlenir. Çocuk uyandırılamaz. Söylenenleri anlamaz, sorulara yanıt vermez, anneyi babayı tanımaz, sakinleştirilemez. Etrafındaki kişileri tanımıyor, duymuyordur. Uyandırılmaya, sakinleştirilmeye çalışılsa da başarılı olunmaz. Taşikardi (çarpıntı), hızlı soluk alıp verme, terleme görülür. Uyku terörü bittiğinde çocuk çok kolay bir şeklide uykuya geri döner. 

Uyku terörü tıbbi olarak tehlikeli değildir. Anne baba nöbet sırasında çocuğun yaralanmasını önlemek dışında çocukla fazla temas etmemeye çalışmalıdır. Çocuğu yatıştırmaya çalışmak atakların daha da kötüleşmesine sebep olur. Sakin bir şekilde gözlemlemek yeterli olur. Yaralanmasının ve bir kazaya uğramasının engellemek için evde önlemler almak gerekir.

Bu ataklar sık olarak ortaya çıkıyorsa, çocuğun gece korku ve rüyalarına neden olabilecek gündüz olayları dikkatle gözden geçirilmelidir. Gün içersinde yaşanılan endişe, korku, kaygı gibi olaylar bunların zemininde yer alabilir. Bunun yanında dikkat çekmeyen başka olaylar da ruhsal olarak çocuğu etkilemiş olabilir.

Uyku terörü anne ve babalar için yıpratıcıdır. Anne baba hiçbir şey yapamıyor olmak nedeniyle endişeli ve korkuludurlar. Anne Babanın nöbetler sırasında çocuğun yanında olması yeterlidir. Çocuk kendiliğinden sakinleşecek ve uyandığında bu nöbeti hiç hatırlamayacaktır.
Çocukta atağın ne zaman başladığı, hangi saatlerde başladığı veya uyuduktan ne kadar sonra başladığı konularında bir uyku günlüğü tutmak ve tipik olarak nöbetin başlayacağı düşünülen saatlerin hemen öncesinde çocuğu düzenli olarak uyandırmak yararlı olabilir. 

Uyku terörü sorunu olan çocukların %3’ünde bu durum her gece meydana gelir, %50’sinin ailesinde de görüldüğü için genetik geçişli olduğu düşünülür. Dramatik bir tablo olmasına rağmen psikiyatrik bir bozuklukla ilişkisi saptanamamıştır. Genellikle ilaç vermekten kaçınılması önerilir.
Eğer nöbetler sabaha karşı oluşuyorsa ve havale veya epilepsi krizi geçiren bir kişide olduğu gibi kasılmalar varsa epilepsi kuşkusu ile EEG çektirilmesi gerekir.

Uyurgezerlikle yakından ilişkisi bulunmaktadır. Her iki bozuklukta benzer EEG bulguları saptanır ve çoğu çocuğun ailesinde de iki bozukluktan biri bulunur. Nadiren ileri yaşlara kadar devam eder.

Dr.Ruhi Çakır






-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...