Pages

20 Şubat 2012 Pazartesi

Evet gene bir bronşiyal astım güncesinde beraberiz. 2 aylık takip sonrasında geçen hafta doktor yoluna düştük. O kadar şanslı günümüzdeydik ki meteoroloji fıtrına uyarısı yaptı, dışarısı buz kesti. Aslında o zaman anlamalıydım başıma gelecekleri bunlar bize bir işaretti :)

Hastaneye girmemizle bizimkinin cırlaması bir oldu zaten. Aradan 2 ay geçtiği halde unutmuyor da . Deve gibi hafıza var. Hastane içindeki mız mızlanması doktorun asistanını görmesiyle yerini haykırışlara bıraktı. Doktorun odasına girdiğimizde ise kulağımızın çınlamasından dolayı bir süre anlaşma sağlayamadık. Adam neyiniz var diyor biz karı koca boş boş adama bakıyoruz :) En sonunda kendimize geldik de kontrol amaçlı orda olduğumuzu söyleyebildik. Adama da kızmadım değil. 20 aylık çocuk burayı 2 aydır unutmuyor,sen ise 50 yaşındasın ama 2 aydır bizi unutmuşsun.Yeni hasta gibi bir de neyiniz var diye soruyosun. Bunu yazdım bir kenara :)Neyse...

Muayene bittikten sonra bizim ufak hanımı babası dışarı çıkardı ki biz adamla normal insanlar gibi bağrışmadan anlaşabilelim diye. Tedavi gayet iyi ilerlemiş. Ciğerlerinde sorun görmedi. Buharlı ilacı 1.5 ay daha kullanıp keseceğiz. Atakları engelleyen ilacı 3 ay daha kullanıp tekrar kontrole gideceğiz.Geniz akıntısı var onu kesmeliyiz dedi. Gece öksürükleri ondan oluyormuş meğerse.Onun için de ilaç yazdı.Sabah akşam burnunu temizleyin, gece süt ,mama içirmeyin dedi. (Zaten 13 aylıktan beri gece beslenmesini kesmiştim.) 

Kontrol sürelerinin araları uzamaya başladı. Ya doktor Asya'yı uzun zaman görmesin diye bilerek uzatıyor ya da gerçekten iyileşme var :)


2 Şubat 2012 Perşembe

evim evim güzel evim

Koskoca İstanbul'un bu aralar tek çilesi var, o da kar. 31 yıllık İstanbulluyum şahsen böyle kara kışı hiç görmedim. Küresel ısınma diye bizi yıllarca yiyen zihniyet şimdi de kalkmış mini buzul çağı geldi diyor. Demesine gerek yok zaten yaşayarak öğrendik. Gerçekten de mini buzul çağı diye birşey varmış.

Geçen hafta bakıcımız oğlunun ameliyatı dolayısıyla zorunlu izne ayrıldı. El mahkum kayınvalide 1 haftalığına bize geldi. 1 haftanın sonunda hasta oldu kadıncağız.Bize sağlam gelen hasta çıkıyor nedense :)
Bakıcımızın süreyi uzatmasıyla bize de teyze yolları gözüktü. Önce sabah götürür akşam getiririm modundaydım. Ama meteoroloji benim gibi düşünmedi tabi. Çocuğu bıraktığım andan itibaren öyle bir kar yağdı ki 4 gündür eve gelemiyorum.

Pazartesi akşamı koskoca büyükşehirin koskoca otobanında 2 saat mahsur kaldım.Allahtan koca kişisine o gün kavga dövüş kış lastiği taktırmıştım da yollarda kayarak bir yere toslamadım.Tabi bu soğukta çocukla bir yere gidilemediği için de o gün bu gündür teyzemde kalıyorum. 4 gündür aynı kıyafetleri giymekten giysiler keçeleşti, saçlarım yıkanmamaktan dolayı kendiliğinden rasta oldu desem çok da abartmış olmam yani.

Bugün en nihayetinde kar yağışının azalmasıyla birlikte kendimi eve attım. İnsanın cidden evi gibisi yok yani. Yıkanıp paklanıp, üzerime temiz kıyafetler giyince kendime geldim resmen. Minnak da yatağını özlemiş sesini çıkarmadan uyudu. 4 gündür aynı yatakta yatmaktan hortlağa döndüm zaten. Bizim hatunun kıçı başı ayrı oynadığı için rahat bir uyku uyuyamadım.

Ama gerçekten bu soğukta dışarda olanlara allah yardım etsin, biz 4 günde kendimizden geçtik. Hoş bizim rezilliğimizin kaynağı soğuk hava değil, soğuk hava için önlemini almayan sevgili belediye yetkilileri, kabak lastikleriyle otobanlarda slolom yapan araç sahipleri oldu. Allah onları davul etsin inşallah.

Millet söyleniyor İstanbul'a bir kar yağdı ağlıyorsunuz doğu da olanlar ne yapsın diyorlar. Ama şunu da belirteyim 5,5 sene Yozgatta kalıp -20 derecelerde yaşadım. Ama büyükşehirde yaşanılan rezillik hiç bir yerle mukayese edilemez. Küçük şehirlerde her yere yürüyerek gider gelirsiniz. En fazla üşürsünüz. Burada trafik kaosuyla birlikte sinir sisteminiz alt üst oluyor. Bunu da belirteyim efem.

Neyse sıcak yatak beni bekler. Behlül kaçar :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...