Pages

19 Ağustos 2011 Cuma

tatil mi o da ne ??

Yıllık izine çıktım. Böyle yazınca pek güzel oluyor ama gerçek durumda o kadar da güzel birşey değilmiş :)
Geçen hafta bu zamanlar anneme gidip kızımı ona satıp yatıp yuvarlanmanın hayalini kurmuştum ,ama küçük hanım benimle aynı fikirde değilmiş sanırım. Ve her zaman ki gibi onun hayalleri gerçekleşti benim ki değil :),

Hafta başında ana kız anneanneyi ziyarete gittik. 3 gün kalıp dinlenmekti maksadım. Nasılsa yemek yapan var, bir de kızı dedeye verdim mi değmeyin keyfime dedim. Ama başka evde olmanın nedeniyle sanırım bizim ki birden koala yavrusu gibi paçama yapıştı. Annemin "ben uyuturum" , " ben yediririm" istekleri bile bizimki tarafından kabaca reddedildi. Tamam beni herkesten çok sevsin istiyorum ama azıcık da dinlenmem için başkalarına da gidebilir değil mi :)

Geceleri tam bir felaketti. Sürekli beni yanında istedi. Yatırırken yanından kalkmayayım diye resmen üstüme yattı. Tabi kendisi fosur fosur uyurken ben sürekli dürtüklenmekten dolayı 1 gr uyuyamadım. 3. günün sonunda ise yaz günü çocuğu hasta ederek bir de vicdan azabı yaşadım. Artık terledi mi , cereyanda mı kaldı ne olduysa üşütüvermiş bizimki. Salya sümük geziyor şimdi de. Tam da yolculuk öncesi çok sevindim bu habere. İlaçlarını aldıktan sonra daha iyi oldu ama 7 saatlik bir araba yolculuğunda bizi neler bekliyor bilmiyorum. Tek bildiğim annelerin tatili olmuyor.


11 Ağustos 2011 Perşembe

öksüz köy :((

Çok korktuğum çekindiğim hastalıkların başında gelir. Ama hastalıktan korkmak onu silmek anlamına gelmemeli.
Devlet yetkililerimizde çok korkuyor olacak ki bu köyün yakınına bile yanaşmamışlar !!! Okuyunca çok üzüldüm linki paylaşmak istedim. Belki bir büyükbaş okur da kendinden utanır . Yazı için tık tık..

1 Ağustos 2011 Pazartesi

korkunç bir kilim

Bu aralar karı koca zihin fukaralığı yaşıyoruz. Zaten zeka fışkıran tiplerden değildik, çocuk da olunca uykusuzluktu, yorgunluktu, ağlama sesiydi derken geriye kalan yarım aklımızda buharlaşıp gidiyor.

Cumartesi günü eve yeni dolaplar geldi. Ben 1 saatte kurulur biter diye hayaller kurarken işimiz 4 saatte bitti. Tabi bizim ufaklık adamlara baktı ağladı, matkabı gördü ağladı, uykusu geldi uyumadı ağladı derken 4 saat kulağımda bir vızıltı ile dolaştım. Eee anne olmak kolay değil değil mi :)  Ertesi gün de kocamla temizliğe giriştik. Sağolsun kocacım en sonunda isyan  bayrağını çekip " al çocuğu git ben her işi yaparım" dedi. (Kocanız ev işi mi yapmıyor, doğurun bir çocuk. Haftasonları da önüne seçenek sunun ev işi mi bebek bakımı mı diyin. Mr. Muscle gibi temizlik yapmazsa ne olayım ) Tabi bu hikaye böyle bitmiyor ben gene de yardım ettim :)

Neyse efendim akşam oldu evdeki eksiklikler toparlandı, hadi bir de hazır yapmışken markete gidelim dedik (hay demez olaydık ). Bizim ufak yer canavarı özgürlüğünü ilan etti edeli ne pusette oturuyor, ne adam gibi yürüyor. Yere bıraksam koşarak en tehlikeli yerlere gidiyor, müdahele de bulununca da en çirkef haliyle kendini yerden yere atıyor. Ben de suratımda eblek bir sırıtışla etrafa " eheheh aslında çok usludur , bugün aksiliği tuttu" bakışları fırlatıyorum. Neyse efendim baktık bu böyle olmuyor attık kızı alışveriş sepetine , bende geriye kalan boş puseti sürmekle meşgulum. Marketin orta yerinde baktım bizim ki ayaklandı sepetten sarkıyor. Kocam ise bir ürünle ilgileniyor , koştum tuttum çocuğu. Çocuğun kolunu bacağını kırmadan ayrıldık o bölümden. 5 dk rafların arasında dolaştıktan sonra bir baktım bizim pusetin aynısından duruyor bir yerde. Çok da kullanılan bir puset olmadığı için birden heyecanla eşimi dürttüm

ben. : hayatım baksana bizim pusetin aynısından
eşim : (biraz merakla pusetin yanına yaklaşarak) ne aynısı yaaa basbaya bizim puset
ben :  ???!!!!---- hihahahahahooooooohahahaha

Yarım saat bu duruma güldüm desem yeridir. Hem puseti başıboş market köşelerinde bırakmışım, görünce de tanımak yerine hiç üstüme alınmayıp birde bizim pusetin aynısında diye böbürleniyorum. Aklıma geldikçe gülüyorum salaklığıma :))))) Ahhh kızım ahh kafa bırakmadın ki adam da  ...



Macera burada bitti sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Bizim olaylar yatana kadar vuku bulur .Bizim kapalı balkonu da oyuncak odası yaptım. attım bütün oyuncakları oraya girsin dağıtsın ,oynasın dedim. Markette bu şirin kilimleri görüp 3 tane aldık. balkona atalım çiçek gibi olsun ortalık diye. Tabi bize göre hiç bir problem yoktu gayet de şirin oldu. Ama tabi hanım kız bizimle aynı fikirde olmadı. Resmen korktu kilimlerden. Tamam korku konusunda çok entresan bir kızım var. Mesela sarı balonlardan çok korkup diğer renktekilerle oynar. Çimenleri ellemez.Oyuncak kirpisi var onla bir gün oynar, ertesi gün dünyanın en korkunç yaratığını görmüş gibi kaçar ama kilim nedir yani ??? Balkona sokamadık hanımı bas bas bağırdı. En sonunda biraz alıştı ama gene de kilim hariç her yere oturuyor. Eğer yanlışlıkla eli değerse tiksinip elini üzerine sürüyor :)) Tabi bana bir sürü malzeme çıktı büyüyünce sen kilimden bile korkardın yavrum diyip Erol Taş gülüşü yapmak istiyorum .

Bu postu okuyabildiyseniz çocuklu hayatın ne kadar renkli olduğunu anlamanız lazım. Olay anlarında sinirlerim tepeme çıksa da sakin zamanımda düşününce kendi kendime gülüyorum. Komik bu çocuklar yahuu :))
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...